Sude-:(sahneden girerken) ay kızlar hoş geldiniz. Ne
iyi ettiniz de geldiniz, hızır gibi yetiştiniz vallahi. (paniklemiş bir
şekilde) Ay ben ne yapacağım.
Beyza: Sude
neyi ne yapacan, kız söyledi mi yoksa acaba.
Sude: Yok daha söylemedi, yani daha evlilik teklifi gelmedi
henüz. Kız siz nerden biliyorsunuz bana evlilik teklifi yapacağını, yoksa size
de mi söyledi.
Hilal: Hem evlilik teklifi nerden çıktı, sana evlilik
teklifi edeceğini kim söyledi
Sude: Şimdi şöyle bir şey var arkadaşım. Şimdi bana
dedi ki Berkay, sude dedi sen dedi bu akşam dedi çok önemli bir şey konuşacam.
İlişkimiz hakkında dedi çook önemli dedi, çoook önemli, yani 7 yıldır
birlikteyiz arkadaşlar yani ilişkimiz hakkında çok önemli ne olabilir. Yani
bütün veriler bana evlilik teklifi edeceğini gösteriyor.
Dicle: Ya canım benim, verilere çok da aldanmamak
lazım. Misal hava durumunda meteorolojiden aldığımız verilere göre yarın hava
güneşli, ammaaa bir bakmışsın gök gürültülü sağanak yağış var. Yani demem o ki
veridir yani.
Sude: Allah’ım ne diyosun sen ya. Bir şey söyleyeceğim şimdi
ben bunu mu giyeceğim yoksa bunu mu giyeceğim, hıı ?
Hilal:Sude’cim sendeki kabahat elbiseyle falan
kapanacak gibi mi sence ? Maşallah balkonu mutfağa katmışsın. Yaani onu örtecek
bez yok. Ay tatlım gerçekleri söylüyorum diye alınmıyorsun değil mi ?
alınıyorsan söyle ,bak alınıyorsa söylesin, nolur.
Sude: Bak bu hilalin sevgilisi yok diye bize laf
sokmaları yok mu, bak gerçekten. Neyse ki Allahıma bin şükür bu günleri gördüm,
yarabbi. Ay bir şey söyleyeceğim. Geçen hafta ne olmuş biliyor musunuz?
Hilal-Dicle: Nolmuş
Sude: Bizim evde mevlütte hoca demiş ki anneme: senin
kızının evlenmesi büyük alamet demiş. Ama neyseki üzerimdeki o felaket kalktı.
Dicle: Ya canım benim çok da sandığın gibi değil
aslında.
(Kapı çalar)
Sude: Ali efendi geldi, siparişlerimi getirmiştir.
Mum sipariş ettim ki Berkay’ım bana mum ışığında romantik ortamda evlilik
teklif etsin. Bak bu kız neleri hesap ediyor. Her kes haddini bilecek,
evleniyorum ben.
Hilal: Kız bu salak haaa
Beyza: Onaylar biçimde hıııı. Yani çocuk ayrılmaya
geliyor bu evlenecem zannediyor. Yaa hilal ben söyleyemem sen söyleyebilir
misin?
Hilal: Zevkle, yaa ayrılsınlar zaten yaaa. Allah
allah yakışmıyorlar yani yakışmıyorlar ki
Beyza: Çok gıcıksın lan sen
Sude: Gel Ali gel, oraya bırak aldıklarını.
Ali: Taaa nerden getirdim bunları ya. Bu nasıl bir sipariş
anlamadım valla. Koydum böyle.
Sude: Şimdi soruyorum ben bunu mu giyecem, bunu mu
giyecem
Ali: Heee şimdi sudecim o tarz kıyafet senin
hatlarını gayet kapatır, hiç uygun değil sana. Hem zaten bu sene paris moda
haftasında o kıyafetler hiç yoktu. Sen bence şekerim sarı şifon giy. Tabi onu
bir de siyah deri çantayla kombinleyince bence tarzsın.
Sude: Şey yani şimdi Ali efendi ben kızlara
sormuştum, sen niye… Allahım o iki tane kız görecem diye o moda programlarını
izliyorsun. İzle izle maşallah cengiz abazoğluna dönmüşsün. Tamam getirdiysen siparişleri
çıkar mısın, gider misin. Allah’ım evlilik teklifi alacağım ben bu akşam işim
gücüm var. Hadi git artık, kışt kışt
Ali: Vay beee, zaten o eteğin altınla sitilettoyu
kombinleycecek biriyle ben moda tartışmam. Kapıyı da kendim bulurum sağol.
Sude: Çok sağol çok teşekkür ederim. Hiç kimse
keyfimi bozamaz, çünkü çok mutluyum.
Hilal: Ah sudecim, sana gülmek o kadar yakışıyor ki
Beyza: Evet
Hilal: Böyle bir de ağlanacak haline gülmüyor musun?.
Tatlım, Berkay sana bu gece evlilik teklif etmeyecek. Berkay senden ayrılacak.
Sude: Nee, ne dedi o , nasıl
Beyza: Sude ’cim şimdi şöyle. Berkay ile Ahmet telefonda
konuşurlarken bu Beyza duymuş. Yani Ahmet, Berkay’a demiş ki kanka demiş
bencede bir süre ara vermek çok iyi fikir. İnsan daralır, bunalır, sıkılır
falan demiş.
Hilal: Mesut senden ayrılacak
Sude: Ya nasıl ya, yanlış duymuşsunuzdur siz. Hiç
öyle şey olur mu? Berkay, ara vermek falan, hayatta olmaz.
Hilal: Oldu bile, oldu. Ya kızım belli ki adamın içi
senden soğumuş yani kaç senelik ilişki. Adam senden soğumuş anla artık. Ya şuna
bakar mısın ? Ya tamponu göbeği salmışsın sen daha ne bekliyorsun ya, sen daha
ne bekliyorsun. Adam belki başka biri var. Ben bildiğim için söylemiyorum belki
başka biri var. Kuzucum Berkay senden ayrılacak. Bak alınıyorsan söyle, Sude
alınıyorsan söyle.
Sude: Gebertirim,
bak boğarım seni, parçalarım, elimde kalırsın yemin ediyorum.
Beyza: Kız dur takıldı. Ya ne yapıyorsun destek
vereceğine fiştek veriyorsun.
Hilal: Ya tamam kuzum , tamam canım ay ben sana
kıyamam. Ya bu üzüldü bu, bu alındı bu gerçekten. Ya tamam , tamam anlıyorum
ben seni. Üzüleceksin sonuçta ayrılık, ağlayacaksın böyle gözlerin patlayacak
artık ağlamaktan. Bize ihtiyaç duyacaksın, biz gelmiycez. Sen yalnız öleceksin,
yalnıııız.
Beyza: Ya sen ne pislik bir arkadaşsın ya. Sude ’cim
sen buna bakma, sanki dünyanın sonu mu?
Sude: Sonuuu, dünyanın sonu herhalde yaa. Berkay’ la
biz çok iyiydik, çok muhteşemdik. Biz Berkay’la
yara bandıyla babet gibiydik, ciğerle soğan gibiydik, acunla siyah tişörtü
gibiydik. Hayır olmaz öyle şey, nasıl olabilir bu ya.
Hilal: Bence siz şalgamla balgam gibiydiniz, vıcık
vıcık böyle iğrenç bir şey. Kuzucum alınmıyorsun değil mi?
Beyza: Boğazın büzüşsün Beyza. Ya sen buna bakma bir
de şöyle düşün. Hayatında yeni bir sayfa açılacak.
Sude: Haaaa, evet ya. Yeni bir sayfa, her şey
yeniden, her şey en böyle en başından böyle birini bulacam etcem bir sene.
Tanıyacam etcem bir sene, o manyak mı değil mi çözecem, sapık mı değil mi onu
çözecem bir sene. Konuştuk ettik birbirimizi tanıdık bir sene. Evliliğe ikna
ettim bir sene. Evlilik hazırlıkları, düğün de ordan bir sene daha. Ondan sonra
evlendik çocuk yaptık bir sene daha. ( ses gelir)
Beyza: Sude ötüyorsun, alarm mı bu, neyin alarmı.
Sude: (Endişeyle) biyolojik saatim öttü. Bu hesapla
aile maile olamam ben.
Hilal: Ayyy yürüyen menopoza bak be. Ya senin
biyolojik saatin varsa onun da pili bitmiştir. Kuzucum alınmıyorsun değil mi,
çok çok üzülürüm ben alınırsan.
Sude: Git lan, kalk git lan buradan.
Hilal: Kız bu gerçekten alındı bak.
Sude: Bir tane vuracam ( Taklidini yaparak) Alınmadın
değil mi ?(kapıya gider)
Beyza: Ya Sude tamam üzülme, bak ne zaman istersen
ara beni tamam mı? Bir derdin falan olur tamam mı? Ya bak ihtiyacın bir şey
olursa da ara. Ben Ahmet’ten asla ayrılmam, başka kıza bakar diye. Ama sen yine
de ara beni tamam mı?
Sude: Tamam ben iyiyim sen git.
Beyza: Sen git diyorsun diye gidiyorum.
Sude: İyiyim ben, sen git git, tamam ya ne olacak ki,
nedir yani Allah Allah. Ayrılırsak ayrılırız ya, nedir yani
(Alarm tekrar öter)
Sude: Yani olmadı başka birini bulurum, ne olacak ki(Alarm)
Şey yaparım ya, barışalım, iki üç günde barışırız ya (alarm)suuus, hayır
olamaz. Bu ayrılık gerçekleşemez, hayır ayrılmayacağım. Asla ayrılmayacağım,
asla. Bırakmayacağım o çocuğu.
Berkay: Aşkım ben geldim.
Sude: Sevinçli bir şekilde. Allah kim gelmiş, aşkım
gelmiş, erkeğim gelmiş. Geç otur, geç otur, Allah’ım ne güzel oturdun bu nasıl
oturmak. Bi dakka sen yoruldun mu, yoruldun mu yoksa. Al bunları koy, bunları
da koy. Ay yoruldun mu sen, yordular mı seni. Dur şuranı acık ovayım, ayy ne
kadar sert olmuş buraların. Dur iyice açayım şuralar
Berkay: Ne yaptım ben hıı, özür dilerim ne yaptım
ben.
Sude: Ne demek o ya ne demek yani. İlla bir şey mi
yapmış olman lazım yani
Berkay: Ne bileyim yani sen şimdi etlerimi yumuşatıp
dövmeyecek misin yani. Çünkü sen bana böyle iyi davranmazsın ki yani
Sude: Aşk olsun saçmalama, şu an kırılıyorum
gerçekten. Seni dövmek mi , ya şu surata vurulur mu, tü maşallah sana. Vallahi
özene bezene yaratmış, bak bir daha aşık oldum şu an. Bu ne be, bu ne be, bu
ne, maşallah sana maşşallah, tü tü tü
Berkay: Sude ya kusursuzsun derken bak gözlerin
göbeğime kayıyor. Yalan söylüyorsun, yalan söyleme
Sude: Kim, ben?
Berkay: Ya deli deli hareket etme, otur şuraya bir
şey konuşacam senle.
Sude: Ya sus konuşuruz sonra, al şunları, sana şunda
bi çakayım da konuşuruz sonra
Berkay: Kızım oyun mu oynayacaz senle, sen futboldan
nefret edersin. Kafayı mı buldun sen, asetonu çok mu kokladın, yoksa oje
yaparken ojelerini mi yaladın?
Sude: Yok artık…
Berkay: Ne oluyor ya…
Sude: Ya ne demek ne oluyor ya, ben futbolu sonradan
sonradan sevemez miyim yani hayret bir şeysin ya. Bence çok mantıklı 22 tane
adam bir topun peşinde, (alkışlayarak) kim düşündü bunu, helal olsun, Süper ya,
hadi oynayalım. Vur hadi.
Berkay: Ben şimdi anladım seni, ben Pazar günü
çocuklarla maça gidecektim, onun için yapıyorsun değil mi bunu ? Birazdan da
ağlamaya başlarsın, (taklit ederek) beni anlamıyorsun, diye
Sude: Ne, sen saçmalıyorsun, saçmalama ya, öyle bir
şey olabilir mi. Bir şey söyleyeceğim, ayy, bugün Pazar boş ver oyunu biz maç
özetlerini izleyelim. Dur maç özeti vardır televizyonda.
(Maç özetinden bir sahne)
Sude: Hareketlere bak ya, lan niye ofsayt
vermiyorsun, ofsayt vermedi gördün mü ?
Berkay: Ya saçmalama kızım ne ofsaytı, sen ne
anlarsın ofsayttan.
Berkay: Harbiden ofsayt ya. (bağırarak kalkar) kimsin
sen, sen kimsin, nerde benim sevgilim. Sude nerde kim girdi içine.
Sude: Saçmalama ya ben biliyorum bunları, can
havliyle malum oldu belki de
Berkay: Kızım ne malum olması, hasta mısın sen. Sabahtan
beri sana bir şey anlatacam diyorum deli deli hareketler yapıyorsun. Korkuyorum
gülüm
Sude: Korkma be gülüm, sen ne anlatacaksan anlat be.
Sen konuş ben dinlerim. Çünkü sen, ne anlatırsan haklısın sen, sen en doğruyu
konuşan adamsın sen. Sen adamsın, sen adam, adam. Ya bir şey söyleyeyim mi.
Eğer bugüne kadar üzdüysem hareketlerimle seni, özür dilerim. Bitti o kapı açmamalar,
yok neredeydin, yok o kız kim, yok neden geç kalmalar. Haydi Sude çıldırdı
sevgilide damping var. Tamam bir şey söyleyeceğim bitti o günler hesap
sormuyorum sana. Şii bana bak, yarın akşam ikimiz 10-11 gibi
Berkay: Eee
Sude: Eeee ne, ikimiz ama ha, şe yapalım mı?
Berkay: Neee
Sude: Şey işte ya, halı saha yapalım mı maç. Bak geç,
serin serin, koşa koşa, mis gibi
Berkay: Yok artık ya, kızım ne halı sahası. Sen en
son halı sahaya geldiğinde bu kum bu halıdan nasıl çıkar, diye delirmiş insansın.
Sude: Haaa doğru söylüyorsun halı saha neymiş ya,
tabi sen yarın şey istersin, erkek erkeğe takılmak istersin. Sen de haklısın.
Gel otur otur. Bir şey söyleyeceğim o zaman Ahmet’i arayalım
Berkay: Hııı(Eee sonra der gibi)
Sude: Siz böyle erkek erkeğe yarın, hatta sen Ahmet’le
şey yapsana, konuşun tatile çıkın. İki erkek, ikiniz, vallaha şeye gidin
ibizaya. Bak, ibiza, bu mevsimde ortamı bir görmen lazım. Eeee sağlıklı
adamsın, genç adam gidecen tabi, git, Bir şey söylim mi, masraflar benden, hadi
buyrun. Böyle bir şey yok, ya sen böyle sevgili gördün mü ?
Berkay: Görmedim, yani böyle bir dayı gördüm, enişte
gördüm ama sevgili görmedim. Ya ben ne yaptım ki, yani ne yapmış olabilirim.
Yani bir sevgili bir adama neden böyle davranır ki, çok mantıksız ya
Sude: Tamam o zaman bir şey söyleyeceğim, her şeyi
geç şu bizim ofisteki Merve’ye bi bakar mısın? Bu ne ya, böyle bir şey olabilir
mi? Sen bunu ekle, sen bunla bi mesajlaş, sen buna bi yürü, Sen buna bi yaz ve
ben görmüyorum, al hadi ya al yaz. Yaz sen buna yürü, ben görmüyorum hadi, bak
bunu da kimse yapmaz, hadi.
Berkay: Üfff, ya sen bir de manita mı ayarlayacaksın
bana
Sude: Boş ver hadi, hadi, al yaz
Berkay: Ya sen çıldırın hepten, ne oluyor ya
(Sert bir şekilde kapı çalar, diğerleri sahneye girer)
Beyza: Yahu neden açmıyorsunuz kapıyı, kıracaktık nerdeyse.
Çok acil bir durum var o yüzden böyle alacaklı gibi çaldık kapıyı.
Berkay: Aynen çok acil bir durum var ambulans çağırın
Sude çok kötü.
Sude: Yok canım ben kötü falan değilim, bir şey
diyeyim mi sana şu ofisteki diğer kıza baktın mı, bak tam senin kalemin ya, profil
fotoğrafını bi like’la, ben görmüyorum hadi
Ahmet: Kardeşim çok büyük bir problemimiz var,
devreler fena halde karışmış. Hilal bizi konuşurken duymuş, her şeyi yanlış
anlamış. Konuş hilal, konuş.
Hilal: Eee, şimdi şöyle oldu, bi küçük ufak bi yanlış
anlaşılma olmuş. Öyle çok da önemsenecek bir şey değil, o yüzden canım pek de
konuşmak istemiyor. İnan hiç konuşmak istemiyorum.
Beyza: Ya tamam sus hilal. Sude, Berkay senden
ayrılmayacakmış.
Sude: Vallahi mi diyorsun.
Beyza: Eveeet
Sude: Ama dur, aşkım sen benle bugün ne konuşacaktın
o zaman, önemli?
Berkay: Sana evlenme teklif edecektim, salak.
Sude: (O sırada çok sevinir) Bi dakka ya, ama hilal
şey dedi bize , sizi konuşurken duymuş, ara vermek, ara verelim diyen kim?
(Diğerleri) hee, kim?
Beyza:Ahmet?
Ahmet: Söz hakkı doğdu tabi bana, vallahi burada da
söylenmez bu tabi de, nasıl olacak ki şimdi. Beyza, ben ayrılmak istiyorum
senden.
Beyza: Arkadaş ihale ne ara bana döndü ya. Hem bu
gerçekten böyle mi söylenir lan. Ya bari bi mesaj atıp öyle terk etseydin.
Ahmet: Beyza sen çok iyi birisin, ben seni hak
etmiyorum. Sorun sende değil bende.
Beyza: Yav he, he,
Ahmet: Hadi iyi akşamlar, ben kaçtım, görüşürüz.(çıkar)
Beyza: Ay başıma neler geldi?
Sude: Ayyy, aman da bu bana evlilik teklif edecekmiş.
Ay ben buna kurban olurum, sen bana evlenme mi teklif edecen, sen damat mı
olacan, Bak bi şey söyleyeyim mi (çocuk sever gibi sever). Yüzüğe bakayım
Berkay: Kızım sen bi dursana, içinden canavar çıktı
kızın ya. Ya ben sana evlenme teklif edecektim ama vaz geçtim, bu ne ya. Yok Allah
aşkına ben katlanamam böyle şeylere. Biraz ara verelim benim düşünmem lazım.
Sude: Ne, ara mı ? Nereye gidiyorsun?
Berkay: Sana ne?
Sude: Nereye gidiyorsun, Berkay gitme.
Beyza: Bırak boş ver ya giderlerse gitsinler, İbrahim
inşallah ölürsün. Hayır yani ne oldu, yani şimdi bir şey mi oldu, ne oldu? Bak
ayaklarımız hala yere basıyor.
Hilal: Hıııı, az önce ikiniz de tepiği yediniz,
(onları taklit ederek) bak ayaklarımız hala yere basıyor.. Ay yoksa siz
alındınız mı bana, bana bak, vallahi beni alınma tutar. Ay ben hiç bakamam,
vallahi midem kaldırmaz. Kız siz alınızdınız
mı ?
Sude-Beyza: Yok be
ne alınması, aşk olsun sana.
Sude: sen iki dakka otursana şuraya
Hilal: Yok yo ben kalkayım
(Yerine oturturlar)
Hilal: Ya çay falan zahmet etmeyin, ben
gideyim.(tekrar kalkar) ya benim market alış verişim var ben gidiyorum.(çıkar)
Beyza-sude: defol
Beyza: Hilal inşallah sen de ölürsün. İçi dışı pis
ya, pis
Sude: Ya biz ne yapacaz, görüyor musun şu salak Hilal
yüzünden ayrıldı, adam gitti bıraktı ya. Evlenme teklif edecekmiş…
Beyza: Ya gel otur, ağlama. İçimi parçalıyorsun. Boş
ver kızım ya, boş ver. Bana bak, kadın olmak güçlü olmak demektir. Biz ikimiz
de güçlü, ayakları yere sağlam basan, kendi kendine yetebilen, bağımsız güçlü
kadınlarız. Yani illa hayatımızda biri mi olacak yani.
(Alarm sesi duyulur.)
Aha benimki de öttü. Sude koş, koş durduralım şunları. (sahneyi
terk ederler)
okul servisi skeci laızm lütfen
YanıtlaSilYılbaşı skeç metni varmı
YanıtlaSilErkek beyni lazım
YanıtlaSilMerhaba 4. Sınıf öğretmeniyim. Sene sonu gosterimiz için sınav sitresi skecinin metnini rica ediyorum. Teşekkür ederim.
YanıtlaSil